-
1 çerçeve
çerçeve s -
2 takmak
I vi1) einlegen (-e)üçüncü vitese \takmak den dritten Gang einlegen2) bir şeye dişini tırnağını \takmak ( fam) sich die Zähne an etw ausbeißenII vt1) anbringen, befestigen; ( dizgin) anziehen; ( emniyet kemeri) anschnallen; ( kemer, kelepçe) anlegen; ( kılıç) gürten; ( lastik) aufziehen; ( yüzük) ansteckenbir çalgıya tel \takmak Saiten auf ein Instrument ziehen2) einsetzen (-e in)camı çerçeveye \takmak die Scheibe in den Rahmen einsetzen4) (ad, lakap) gebenbirine lakap \takmak jdm einen Spitznamen geben5) ( süngü) aufpflanzen6) ( gözlük) aufsetzen7) (sl) ( borç bırakmak) schuldig bleibenkirayı \takmak die Miete nicht bezahlenbirine \takmak jdn auf dem Kieker habenbir şeyi kafasına \takmak sich etw in den Kopf setzen10) (sl) ( sınavını başaramamak) durchfallenmatematikten taktı er ist in Mathe(matik) durchgefallen12) birini peşine \takmak jdn in Schlepp [o ins Schlepptau] nehmen13) (sl) ( olumsuz biçimde)o hiç kimseyi takmaz dem sind alle schnuppe
См. также в других словарях:
gözlük — is., ğü 1) Görme bozukluğu olan gözlerin daha iyi görmesine veya gözleri korumaya yarayan, bir çerçeveye yerleştirilmiş çift camdan oluşan araç Doktor, elinden gazetesini bıraktı, gözlüğünü düzeltti. M. Ş. Esendal 2) Atların çevreden ürkmemeleri… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Türkische Sprache — Türkisch (Türkçe) Gesprochen in Türkei, Zypern, Bulgarien, Griechenland, Mazedonien, Rumänien, Kosovo, außerdem unter türkischen Migranten in Westeuropa, Nordamerika und Australien Sprecher Geschätzte 6 … Deutsch Wikipedia
gözene — is., hlk. Kovandan bal alırken arılardan korunmak için başa giyilen, ön tarafı telden başlık, gözlük … Çağatay Osmanlı Sözlük